Depresyonun Düşünce Boyutu
Aslında her şey düşünce ile başlar. Başarılı bir işadamı iken tuttuğunu koparan, özgüveni olan, dirayetli bu kişi iflas eder. Çözüm için her yolu dener ve bir türlü çıkış yolu bulamaz. İşte tam bu anda ümidini yitirir. Ümidini yitirdiği için beynine negatif düşünceler üşüşmeye başlar. “Sen başaramazsın. Artık bittin. Sonun çok kötü olacak. Ölümlerden ölüm beğen…” gibi düşünceler bilince gelince bu negatif düşüncelere eşlik eden negatif duygular ortaya çıkar. Bir anda bu işadamının vücut kimyası bozulur. Fiziksel tepkiler belirginleşir. Nur topu gibi bir depresyon ortaya çıkar. Depresif kişi, kendisini 'işe yaramaz', 'yetersiz' ya da 'başarısız' biri olarak görebilir. Üniversiteden mezun olmuş. Mühendislik okumuş. Taze mühendis 10-15 yere iş başvurusunda bulunmuş. Ama hiç biri kendisini kabul etmemiş. Delikanlı aranan özelliklere sahip olmadığını düşünmeye başlamış. Bir süre sonra aşırı endişe ve kaygı hali özgüveni alıp götürmüş. Yoğun bir depresyon sürecine girmiş. Günahkar olduğunu, Allah’ın kendisini cezalandırdığını düşünmeye başlamış. Buna bağlı olarak ciddi ciddi intiharı düşünmeye başlamış. İlaç içerek bunu gerçekleştirmiş. Aile durumu fark edip kendisini hastaneye götürmüş. Midesi yıkanmış. Bu süreçten sonra bize getirmişlerdi. Çalışmaya başladık. Kendine geldi. Bakış açısını değiştirmeye başladı. Kendi işini kurmaya karar verdi ve kurdu. 2001 yılında terapiye almıştık kendisini. Şimdi kocaman bir işyerinin sahibi… Depresyondayken daha başka birçok sıkıntı yaşanabilir. Düzenli bir ev hanımı ya da çalışkan bir işçi kendini yorgun hissederek işini yapamaz hale gelebilir. Eskiden zevk aldığı pek çok şeye karşı ilgisini tümüyle yitirebilir. Daha önceleri arkadaş canlısı, cıvıl cıvıl olan biri, arkadaşlarından kaçmak için bahaneler uydurabilir; sosyal davetlere, törenlere katılmaz. Gün geçtikçe sosyal hayattan soyutlanan bu kişi kendi içine kapanır. Bu kişinin yalnızlığı ve depresyonu gittikçe artan bir kısırdöngüye dönüşür. Depresif kişi sürekli bir endişe hali yaşar ve bu endişeye bağlı olarak fiziksel belirtiler ortaya çıkar. Kalp atışları artar, aşırı terler. Mide bulantısı, titreme, ağız kuruluğu, ishal ya da kabızlık gibi belirtiler gösterebilir. Düşünceleri yavaşlar ve dikkat dağınıklığı, dikkatinde zayıflama oluşabilir. Aşırı unutkanlık ortaya çıkar. Okumak, konuşmak, yemek yemek bile zor gelebilir. Bu nedenle, bu sıkıntıları çeken kişi için herhangi bir işe girişmek çok zordur; Hatta kişi, kendisinin zihinsel bir sorunu olduğunu bile düşünebilir.
Depresyon ve intihar girişimleri
İntihar olasılığı depresyon hastalarında oldukça yüksektir. Depresyon yaşayanların yaklaşık üçte ikisi intiharı düşünür. Depresyon yaşayanların % 10-15’i kadarı intiharı uygulama aşamasına geliyor. Ama tedavi gören depresif kişilerin intihar girişimleri % 3 ile 9 arasında değişim göstermektedir. Depresyonun şiddeti arttıkça intihar eğilimi yükselmektedir. Bu olasılık, bazen yalnızca bir ölme isteği olarak kalırken, çoğunlukla da ciddi intihar girişimlerine dönüşebilir. İntihar düşüncelerine eşlik eden diğer düşünceler şöyle olabilir: ''Ailem için bir kabusum… Ölürsem daha kolay ve rahat yaşarlar. ''Bu sıkıntıdan kurtulmanın tek yol ölmektir.'Yapılan bir araştırmaya göre İngiltere'de her yıl 100 bin kadın ve erkekten 16'sı intihar etmektedir. Ölümle sonuçlanan intihara karşılık, 50'den fazla intihar girişimi olmaktadır. İntiharlar ya da intihar girişimlerinin hepsinin, depresif rahatsızlıkla bağlantısı yoktur. Ama depresyondaki umutsuzluk ve çaresizlik duygularının yoğunluğu nedeniyle, bu rahatsızlığı yaşayanlardaki risk oldukça (depresyonda olmayanlardan 30 kat) yüksektir. Yapılan bazı araştırmalar bize şunu gösteriyor. İntihar vakalarının 10’da 9’unun psikolojik bir sorununun, sıkıntısının olduğu tespit edilirken bunların içinde en çok depresyona rastlanmıştır. Eğer bir yakınınız depresyon yaşıyorsa onun intihar etme ihtimalini göz ardı etmeyin. Evdeki ilaçları, kesici, delici aletleri ortadan kaldırın. Ona moral ve destek olacak davranışlarda bulunun. Bazen yakınımıza intihar etme düşüncesini yakıştıramayız. “Benim oğlum asla intihar etmez. Benim eşim bunu aklından geçirmez” demeyin. Siz tedbirinizi alın. Depresif kişiler zaten sağlıklı düşünemedikleri için depresyon yaşıyorlar. Onlardan sağlıklı insanların tepkilerini beklemeyin.
Depresyonun Fiziksel Boyutu
Depresyon yaşayan kişilerin en büyük sıkıntılarından birisi fizyolojik tükenmişlik halidir. Depresif kişi, bazen uykuya dalma sorunu yaşar. Bazen gecenin ortasında uyanır. Bazen de çok erken saatlerde uyanma gibi sorunlar yaşayabilir. Bazen de uyku süresinde artış da gözlenebilir. İştahta azalmaya bağlı olarak kilo kaybı olabilir. Bazen de tam tersi iştahta artma olur ve buna bağlı olarak kilo artışları yaşar. Depresif kişiler, enerji kaybı da yaşayabilirler. Hep yorgun, bitkin bir durumdadırlar. Buna bağlı olarak kısmen ya da tümüyle cinsel ilgi kaybı yaşayabilirler. Depresyondaki bir işadamı fiziksel yakınmalarını şöyle dile getirmişti: 'Kendimi tükenmiş hissediyorum. Bir şey yapmak için bile özel bir çaba göstermem gerektiriyor. İşime gidemiyorum. Alacaklarım, vereceklerim bekliyor. İş yerini kapattım. Üç aydan beri ofisime gitmiyorum. Çalışmak için sanki kendimi sürüklemek zorundayım...' Depresif bir annenin sözleri ise şöyleydi. ' Sanki yatakta mıknatıs var. Beni çekiyor. Kendimi yalnızca, yatakta yatarken biraz iyi hissediyorum. Uyuyamıyorum ama yatıyorum. Çocukları okula, eşimi işe göndermek için kendimi zorluyorum. Sonra tekrar yatağa gömülüyorum. Onlar okuldan döndüklerinde kalkıyorum. Akşam yemeğinden sonra yine, doğru yatağa gidiyorum. Çok suçluluk duyuyorum. Evimi görseniz ahır gibi… Kendimi tanıyamıyorum. Ben önceden böyle değildim. Çocuklarıma uyduruk şeyler yediriyorum. Çünkü onlara yemek yapacak enerjiyi kendimde bulamıyorum. Onlarla konuşamıyorum, sohbet edemiyorum.'
Depresyonun Şiddeti
Depresyon yaşamayan depresyonun verdiği acıyı bilemez. Depresyon insanın canını çok acıtır. Depresyon bazen öyle ciddi boyutlarda olabilir ki, depresyondaki kişinin düşünceleri gerçekle bağlantısını tümüyle koparır. Suçluluk ve rahatsızlık düşünceleri, katı inançlar çok fazla abartılır. Depresif kişi: 'Dünyadaki bütün kötülüklerin sebebi benim' der. Bazen de “Sanki artık beynim yok gibi algılıyorum” der. Bu tür düşünceleri yanılsama (delüzyon) diye tanımlıyoruz. Depresyon şiddetliyse bunlara hallüsinasyonlar da eşlik edebilir. Örneğin, 'Sen işe yaramazsın, dünyada fazlalıksın' diyen suçlayıcı sesler duyduğunu söyler. Halbuki çevrede hiç kimse yoktur. Kendi içsel sesini normal ses gibi algılamaktadır. Depresyonu bu kadar şiddetli yaşayan kişi, öylesine yavaşlar ki, hareket edemez, konuşamaz duruma gelir. Konuşmaları, hareketleri ağır çekim şeklindedir. Ağır çekim yürür. Ağır çekim konuşur. Bir robot gibidir. Bazen de tam tersi durumlar ortaya çıkar. Depresif kişi yerinde duramaz. Devamlı ellerini ovuşturur. Bazen de yüzülmüş gibi kıpkırmızı oluncaya kadar derisinin bir yerini ovar, kaşır. Buna benzer ciddi depresyonlar, psikotik olarak adlandırılır. Psikotik depresyon yaşayan kişilerin en kısa süre içinde hastaneye yatırılması gerekir. Bunların haricinde nevrotik olarak adlandırılan ve daha hafif seyreden depresyon türlerine rastlanır.